46 milyar $’lık hasarın 40 milyarı iklim değişikliğinden

“Küresel sigortalı afet hasarının çoğu iklim değişikliği kaynaklı” değerlendirmesinde bulunan Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu, “2016 yılındaki 46 milyar dolarlık küresel sigortalı afet hasarının 40 milyar dolarlık bölümü iklim değişikliğine bağlı felaketlerden geldi. Bu tür felaketlerin artmasıyla birlikte sigorta sektörünün yükünün de artmış olduğu görülüyor” diye konuştu.

Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu, iklim değişikliğinin küresel önemi olan bir mesele olduğunu söyledi. İklim değişikliğinin etkilerinin tüm dünyada görüldüğünü belirten Eroğlu, “Küresel ısınmanın devam eden yükselişinin, dünya genelinde daha sık ve şiddetli doğal felaketlere yol açması bekleniyor” dedi.

İklim değişikliğiyle birlikte ülkemizde de sel, dolu ve fırtına/hortum felaketlerinin daha sık vuku bulduğunu ifade eden Eroğlu, şunları söyledi: “Bu riskler sigorta sektörünün birçok sigorta branşını etkiliyor. Bununla birlikte, yangın, mühendislik, kasko ve tarım sigortaları branşındaki fiziki zarar etkisi daha yüksek oluyor. Özellikle yerleşim yoğunluğu yaşanan kıyı kesimlerde; yükselen su seviyesi, sel ve fırtına/hortum olaylarına bağlı olarak bu etkinin daha net hissedileceği öngörülüyor. Küresel ısınma nedeniyle sıcaklık 20. yüzyılda ortalamanın 6 derece üzerinde seyrediyor. Sıcaklık artışı, sağlık branşını da yakından etkilemeye başladı, hastane başvuruları ve erken doğum sonucu bebek ölümlerinde artış kaydedildi. Tarım branşında kuraklık şeklinde kendini gösteren küresel ısınmanın verimdeki olumsuz etkisiyle üretim kapasitesinde azalmaya sebep oluyor.”

İklim değişikliğine bağlı felaketlerin hem şiddeti hem de frekansında geçtiğimiz on yılda ciddi artış kaydedildiğini, 1990’lı yıllara kadar dünyada doğal afet hasarları nispeten daha düşükken 1990’lardan itibaren fırtına ve yağış hasarlarının önemli bir yer tuttuğunu aktaran Eroğlu, “Ozon tabakasındaki delinmenin kapanmakta olması ve karbondioksit salınımının kontrol altına alınmasına yönelik çalışmalar ivmeyi yavaşlatsa da, küresel ısınmanın iklim değişikliği üzerindeki etkisi artarak devam ediyor” dedi.

“2016’DA İKLİM KAYNAKLI SİGORTALI HASAR 40 MİLYAR $”

Eroğlu, afet hasarlarına dair şu rakamları paylaştı: “Sigortanın doğal afetlerdeki rolüne bakacak olursak, artan felaketlerle birlikte sigorta sektörünün yükünün de artmış olduğu görülüyor. 2015 yılında doğal afetlerin neden olduğu hasarlar içinde sigortalı hasar tutarı 37 milyar dolarken, bu rakam 2016 yılında 46 milyar dolar olarak gerçekleşti. İklim değişikliğine bağlı sigortalı hasar 2016 yılı için 40 milyar dolar oldu.”

Türkiye’nin de küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer aldığını belirten Eroğlu, ülkemizde son 10 yıl içinde iklim değişikliğine bağlı iki önemli hasar yaşadığımızı kaydederek, “Bunların ilki Ayamama Deresi hasarıdır. Sigorta şirketleri bu hasar sonucunda toplam 475 milyon dolar hasar ödedi. İkinci önemli hasar ise Marmara Bölgesi’ni etkileyen temmuz ayındaki aşırı yağış, dolu ve fırtına hasarıdır. Bu hasarda sektörün üstlendiği sigortalı hasar ise 500 milyon lirayı geçti” diye konuştu.

“MODELLEMEYE GÖRE RİSK PRİMİ BELİRLENİYOR”

Eroğlu, “Reasürans piyasası, geliştirdiği modelleme yöntemlerine göre risk primi hesaplıyor. Bunun sonucu olarak küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinden etkilenecek bölgeler önceden tespit ediliyor, hasar yaşanmamış olsa da reasürans maliyeti artıyor” dedi.

2017 yılında ülkemizde yaşanan doğal afetlerin reasürans piyasası üzerindeki etkisinin sınırlı olduğunu dile getiren Eroğlu, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Doğal afetlere bağlı hasar fazlası anlaşması fiyat ve koşullarının 2017–2018 dönemi için modelleme sonuçlarından nasıl etkileneceği, 2017 yılı ekim ayının üçüncü haftasında Baden Baden’de sigorta şirketleri ile reasürans piyasası arasında gerçekleşecek görüşmeler sonrasında şekillenmeye başlayacaktır.”

“SEKTÖRÜN FARKINDALIĞI ARTIRMADA ROLÜ BÜYÜK”

Sigorta sektörünün risk farkındalığını artırmada önemli bir rol oynadığının altını çizen Eroğlu, “Sigorta şirketleri risk değerlendirme politikalarıyla hem bireylerin hem de işletmelerin risk konusundaki bilincinin artırılmasında katkıda bulunarak önlemler alınmasını sağlar. Riske dayalı prim uygulayarak, alınması gereken önlemler hakkında farkındalık yaratırlar. Bu farkındalık, bireyleri önleyici tedbirler alarak zararlarını sınırlandırma ve bir afetten kaynaklı zararlarını azaltmaya yönlendirir. Sadece sigorta sektörü olarak değil, insanına, varlıklarına değer veren güçlü bir ülke olabilmek için toplum olarak, iklim değişikliğine sebep olan unsurlarla mücadele etmemiz, şehirleşmenin/altyapının olası riskleri bertaraf edecek şekilde düzenlenmesi konusunda mücadele etmemiz gerekir” dedi.

YETKİLİ ACENTELİKLERİMİZ